Headword | DEFINITION | Part of Speech | SEMANTIC GROUP | FREQUENCY RANK |
---|---|---|---|---|
ὁ ἡ τό | [artikel, tek başına kullanıldığında işaret zamiri yerine geçer] | belgili tanımlık | 1 | |
αὐτός αὐτή αὐτό | bizzat, kendi, kendisi;(+artikel) aynı | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 2 | |
καί | ve, ile, bile, dahi (καί...καί hem … hem de) | bağlaç: eşbağımlı | 3 | |
δέ | ama, fakat, lakin, ise | bağlaç: eşbağımlı | 4 | |
τίς τί | Kim? Ne? Hangi? (interrog. pron./adj.) | zamir | 5 | |
εἰμί, ἔσομαι, impf. ἦν, infin. εἶναι | olmak, mevcut olmak, bulunmak | fiil: kuralsız | 6 | |
οὗτος αὕτη τοῦτο | bu, bunlar; μετὰ ταῦτα bundan sonra | zamir | 7 | |
ἤ | veya, ya da (ἤ...ἤ = ya … ya da) | bağlaç: eşbağımlı | 8 | |
ἐν | (+dat.) -de, içinde, yakınında, ortasında, üzerinde | edat | 9 | |
μέν...δέ | iken … ise, bir yandan … öte yandan | bağlaç: eşbağımlı | 10 | |
τις τι | herhangi biri, herhangi bir şey, bazı, biri (enklitik indef. pron./adj.) | zamir | 11 | |
ὅς ἥ ὅ | ki bu, ki o | zamir | 12 | |
γάρ | çünkü, zira, şu sebeple | bağlaç: eşbağımlı | 13 | |
οὐ, οὐκ, οὐχ | hayır, … değil, -me/-ma | zarf | 14 | |
λέγω, ἐρῶ, εἶπον, εἴρηκα, λέλεγμαι, ἐλέχθην and ἐρρήθην | söylemek, konuşmak, demek, anlatmak; (+inf.) -mesini söylemek | fiil: -ω damaksıl gövde | 15 | |
ὡς | gibi, aynı şekilde; (+adj) ne kadar …, nasıl …; (+sup) mümkün olduğu kadar … | bağlaç: yantümce bağlacı | 16 | |
τε | ve; τε…τε hem … hem de | bağlaç: eşbağımlı | 17 | |
εἰς | (+acc.) -e, -e doğru, -in içine, -de; (kişi) -e karşı, -e göre, -e hitaben | edat | 18 | |
ἐπί | (+gen.) -in hakkında, üzerine; (+dat.) -in üzerinde, ardında, -için, yoluyla; (+acc.) -e göre, -e karşı, amacıyla | edat | 19 | |
κατά | (+gen.) yukarıdan, -in içine, -mek için; (+acc.) yukarıdan aşağıya, esnasında, -in içinden, -inkarşısında | edat | 20 | |
ἐγώ ἐμοῦ, (pl.) ἡμεῖς, ἡμῶν | ben, benim; (pl.) biz, bizim | zamir | 21 | |
πρός | (+acc.) -e karşı, (+gen) -adına, çıkarına, (+dat) -e karşı, -nın huzuruna | edat | 22 | |
γίγνομαι, γενήσομαι, 2 aor. ἐγενόμην, γέγονα, γεγένημαι, ἐγενήθην | olmak, meydana gelmek, olmak, bulunmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 23 | |
ἐάν (εἰ-ἄν) | (+subj.) eğer, -se, -mezse | bağlaç: yantümce bağlacı | 24 | |
διά | (+gen.) arasından, aracılığıyla, arayla; (+acc.) yüzünden, sebebinden | edat | 25 | |
ἀλλά | fakat, ise | bağlaç: eşbağımlı | 26 | |
πᾶς πᾶσα πᾶν | bütün, tüm, her | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 27 | |
ἔχω, ἕξω or σχήσω, 2 aor. ἔσχον, ἔσχηκα, impf. εἶχον | sahip olmak, -i olmak, elde etmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 28 | |
ἐκ, ἐξ | (+gen.) -den, -den dışarı, -in dışında, hariç | edat | 29 | |
πολύς πολλή πολύ | çok, bol, önemli | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 30 | |
περί | (+gen.) etrafında, çevresinde | edat | 31 | |
μή | (olumsuzluk eki), (adv.) değil; (εἰ δέ μη – aksi takdirde, olmazsa, yoksa) | bağlaç: yantümce bağlacı | 32 | |
ὅστις ἥτις ὅ τι | ki o, ki o şey; her kim, her ne | zamir | 33 | |
ἄν | (ind.) koşul/şüphe; (opt.) olasılık, (pron.pers.) gerçekleşebilir/geçmişte olabilecek bir durumu-isteği gösterir | zarf | 34 | |
σύ, σοῦ, (pl.) ὑμεῖς, ὑμῶν | sen, senin; siz, sizin | zamir | 35 | |
ἀνά | (adv.) yukarıya, yukarıda; (praep. +gen.) -in üzerine, (+dat.) -in üstünde, tepesine, (+acc.) boyunca, (zaman) esnasında | edat | 36 | |
ὅτι | zira, çünkü, -dığından | bağlaç: yantümce bağlacı | 37 | |
εἰ | eğer, -se, -sa | bağlaç: yantümce bağlacı | 38 | |
ἄλλος ἄλλη ἄλλο | başka, diğer, öteki, farklı | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 39 | |
ἀπό | (+gen.) (yer) -den, -den uzakta, (zaman) -den beri, -den itibaren, -in ardından | edat | 40 | |
φημί, φήσω, impf. ἔφην | söylemek, itiraf etmek, bildirmek, beyan etmek | fiil: -μι grubu | 41 | |
ὑπό | (+gen., dat.) -in altında; (+gen.pers.age.) yüzünden, tarafından; (+acc.) in altında, eteğinde | edat | 42 | |
ποιέω, ποιήσω, ἐποίησα, πεποίηκα, πεποίημαι, ἐποιήθην | yapmak, yaratmak, imal etmek; (med&pass.) keşfetmek, kendisi için yapmak, evlat edinmek, gerçekleştirilmek | fiil: kaynaşmış | 43 | |
οὖν | böylece, bu yüzden, şüphesiz ki | zarf | 44 | |
λόγος λόγου, ὁ | söz, mesel, kanıt, söylenti, tartışma, düzyazı, söylev; (pl.) yazın, akıl, us, sağduyu, düşünce | isim: 2. çekim grubu | 45 | |
παρά | (+gen.) yanına; (+dat.) yakınına; (+acc.) -e doğru, boyunca, -in yakınında | edat | 46 | |
οὕτως | bu şekilde, böylece | zarf | 47 | |
θεός θεοῦ, ὁ/ἡ | tanrı, tanrıça | isim: 2. çekim grubu | 49 | |
μετά | (+gen.) arasında, eşliğinde; (+acc.) arkasında, (+dat) içinde | edat | 50 | |
ἑαυτοῦ ἑαυτῆς ἑαυτοῦ | (reflex.pron.) kendi, kendisinin | zamir | 51 | |
μέγας μεγάλη μέγα | büyük, iri, kocaman, yüksek, uzun, ağır, geniş | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 52 | |
οὐδέ | … değil, … bile değil, üstelik hiç | bağlaç: eşbağımlı | 53 | |
ἐκεῖνος ἐκείνη ἐκεῖνο | (bahsi geçen birşeyden söz ederken) bu, o, şu | zamir | 54 | |
τοιοῦτος τοιαύτη τοιοῦτο | böyle, bunun gibi, o kadar mükemmel/önemli/güçlü | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 55 | |
οὐδείς οὐδεμία οὐδέν | değersiz; hiçbir, hiç kimse, hiçbir şey | zamir | 56 | |
εἶπον | söyledim, dedim (2 aor. → λέγω, φημί) | fiil: kuralsız | 57 | |
ἀγαθός –ή –όν | iyi, soylu, yiğit, hayırlı, fevkalade | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 58 | |
γε | (encli. praep.) en azından, kuşkusuz, doğrusu; o halde, öyleyse | zarf | 59 | |
δή | şüphesiz, kesinlikle, elbette, muhakkak; buna göre, bu durumda | zarf | 60 | |
πόλις πόλεως, ἡ | kent-devlet, kent | isim: 3. çekim grubu ι-gövdeli | 61 | |
εἷς μία ἕν | bir, 1 | sıfat: sayı adı | 62 | |
ἵημι, ἥσω, ἧκα, -εἷκα, εἷμαι, -εἵθην | ileri atmak, fırlatmak; (mid.) atılmak, kendini atmak, yönelmek | fiil: -μι grubu | 63 | |
δέω, δεήσω, ἐδέησα, δεδέηκα, δεδέημαι, ἐδεήθην | (+gen.) -den yoksun olmak, -e ihtiyacı olmak, istemek | fiil: kaynaşmış | 64 | |
ἄνθρωπος –ου, ὁ/ἡ | insan | isim: 2. çekim grubu | 65 | |
ὁράω, ὄψομαι, 2 aor. εἶδον, ἑόρακα and ἑώρακα, ὤφθην, impf. ἑώρων | görmek, bakmak, incelemek; (+gen) işitmek | fiil: kaynaşmış | 66 | |
μόνος μόνη μόνον | yalnız, yalnız yaşayan | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 67 | |
οὔτε...οὔτε | ne … ne de | bağlaç: eşbağımlı | 68 | |
οἷος οἵα οἷον | hangi; öyle, öyle bir; nasıl bir, hangi bir; οἷός τε (+ inf.) -i yapabilir, -e muktedir; οἷόν τε (+inf.) mümkündür | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 69 | |
λαμβάνω, λήψομαι, ἔλαβον, εἴληφα, εἴλημμαι, ἐλήφθην | almak, bulmak, yüklenmek, sahip olmak, elde etmek | fiil: -ω akışkan gövde | 70 | |
δοκέω, δόξω, ἔδοξα | (+acc.) -gibi/-miş gibi görünmek, kabul görmek, uygun görünmek, karar vermek; (+inf.) -mek uygun/yararlı görünüyor | fiil: -ω damaksıl gövde | 71 | |
ἕτερος ἑτέρα ἕτερον | ikisinden biri, öbürü, diğeri | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 72 | |
κακός –ή –όν | kötü, çirkin, hoş olmayan, fena | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 73 | |
ἀνήρ ἀνδρός, ὁ | adam, koca, birey, fert | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 74 | |
ἐπεί | -dığı zaman, -ınca | bağlaç: yantümce bağlacı | 75 | |
ὅσος ὅση ὅσον | o kadar büyük, öyle çok; kadar, ne kadar çok; (adv.) hemen hemen, yaklaşık ; (pl.) öyle çok ki | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 76 | |
καλέω, καλῶ, ἐκάλεσα, κέκληκα, κέκλημαι, ἐκλήθην | çağırmak, adlandırmak, seslenmek, davet etmek | fiil: kaynaşmış | 77 | |
σῶμα σώματος, τό | beden, ceset | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 78 | |
δεῖ, δεήσει, impf. ἔδει | (+acc.&+inf.) gerekir, lazımdır, icap eder | fiil: kişisiz | 79 | |
ὥσπερ | gibi, bunun gibi, örneğin, söz gelimi, mesela, sanki; (+conj.) -mek için, -mesi için, - olsun diye | bağlaç: yantümce bağlacı | 80 | |
ἔτι | gene, hala, bundan başka | zarf | 82 | |
φύσις φύσεως, ἡ | tabiat, doğa; karakter, mizaç, huy | isim: 3. çekim grubu ι-gövdeli | 83 | |
μικρός –ά –όν | küçük, ufak, minik; kısa, önemsiz, vasat, az | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 84 | |
δύναμαι, δυνήσομαι, ἐδυνήθην, δεδύνημαι | yapabilmek, -e muktedir olmak, -anlamına gelmek; (+inf.) -mek mümkündür | fiil: kişisiz | 85 | |
ὥστε | gibi; - olarak; (+conj.) öyle … ki, o kadar … ki; (+inf.) -mek için, - olsun diye | bağlaç: yantümce bağlacı | 86 | |
ἀρχή ἀρχῆς, ἡ | başlangıç, köken, ilke, idare, iktidar, otorite | isim: 1. çekim grubu | 87 | |
ἕκαστος ἑκάστη ἕκαστον | her, her biri | zamir | 88 | |
ἡμέρα ἡμέρας, ἡ | gün, gündüz | isim: 1. çekim grubu | 89 | |
φύω, φύσω, ἔφυσα | yaratmak, ürün vermek, doğurmak; (med.) meydana gelmek, ortada bitmek | fiil: -ω sesli harfli gövde | 90 | |
ἅπας ἅπασα ἅπαν | bütün, her; (pl.) hepsi | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 91 | |
ὅμοιος ὁμοία ὅμοιον | (+dat.) benzer, aynı, eşit,, eşdeğer | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 92 | |
νῦν, νυνί | şimdi | zarf | 93 | |
γῆ γῆς, ἡ | toprak, kara, arazi, memleket | isim: 1. çekim grubu | 94 | |
δύναμις δυνάμεως, ἡ | güç, kuvvet, erk; iktidar | isim: 3. çekim grubu ι-gövdeli | 95 | |
καλός –ή –όν | güzel, soylu, hoş | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 96 | |
κύριος κυρίου, ὁ | (+gen.) -in efendisi olan, efendi, vasi, imparator | isim: 2. çekim grubu | 97 | |
μᾶλλον | daha çok, daha fazla | zarf | 98 | |
ὅδε ἥδε τόδε | bu, buradaki, şu | zamir | 99 | |
ὅλος ὅλη ὅλον | bütün oluşturan, bütün, tam | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 100 | |
μέρος μέρους, τό | pay, kısım, parça, sıra, dizi, hisse, rol | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 101 | |
ἄρα | o halde, öyleyse, nitekim, gerçekten de | zarf | 102 | |
ἐμός ἐμή ἐμόν | benim, bana ait | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 103 | |
χράομαι, χρήσομαι, ἐχρησάμην, κέχρημαι, ἐχρήσθην | (+dat.) -den istifade etmek, kullanmak; (+dat. and adv.) biriyle hasım/hısım olmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 104 | |
δύο | iki, 2 | sıfat: sayı adı | 105 | |
χρόνος χρόνου, ὁ | zaman | isim: 2. çekim grubu | 106 | |
ἴσος ἴση ἴσον | eşit, (+dat.) benzeri, -e denk | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 107 | |
ὅταν (ὅτε-ἄν) | (conj.) -dığı zaman, her ne zaman … ise | bağlaç: yantümce bağlacı | 108 | |
μόνον | sadece, yalnızca | zarf | 109 | |
οἶδα, infin. εἰδέναι, imper. ἴσθι, plupf. used as impf. ᾔδειν | bilmek (pf. in prae.) | fiil: kuralsız | 110 | |
βασιλεύς βασιλέως, ὁ | kral, şef, prens | isim: 3. çekim grubu -εύς, -έως bitimli | 111 | |
ὦ | Oh! Ah! | ünlem | 112 | |
βούλομαι, βουλήσομαι, βεβούλημαι, ἐβουλήθην | istemek, arzulamak, bir kanıya sahip olmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 113 | |
φαίνω, φανῶ, ἔφηνα, πέφηνα, πέφασμαι, ἐφάνην | parlatmak, gün yüzüne çıkarmak, işaret etmek, ortaya çıkarmak; (pass.) görünmek, açığa çıkmak | fiil: -ω akışkan gövde | 114 | |
γράφω, γράψω, ἔγραψα, γέγραφα, γέγραμμαι, ἐγράφην | yazı yazmak, çizmek, resim yapmak, kaydetmek | fiil: -ω dudaksıl gövde | 115 | |
φέρω, οἴσω, 1 aor. ἤνεγκα, 2 aor. ἤνεγκον, ἐνήνοχα, ἐνήνεγμαι, ἠνέχθην | getirmek, taşımak, tahammül etmek, ödemek | fiil: kuralsız | 116 | |
ψυχή ψυχῆς, ἡ | ruh, soluk, can, hayat, benlik, zeka | isim: 1. çekim grubu | 117 | |
μηδείς μηδεμία μηδέν | hiçbir, hiç kimse, hiçbir şey; hiç | zamir | 118 | |
αἴτιος αἰτία αἴτιον | (+gen.) -den suçlu/sorumlu olan, -e neden olan, -in nedeni olan | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 119 | |
πάλιν | yine, yeniden, geri, aksine, tersine | zarf | 120 | |
μάλιστα | özellikle, bilhassa, tercihen, aşağı yukarı, takriben | zarf | 121 | |
ὑπάρχω, ὑπάρξω, ὑπῆρξα, ὑπῆργμαι, ὑπήρχθην | başlamak; (+gen.) -den çıkmak, doğmak, olmak; (+dat.) yanında olmak, yönetmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 122 | |
ἄρχω, ἄρξω, ἦρξα, ἦργμαι, ἤρχθην | (+gen.) başlamak, yönetmek, hüküm sürmek, idare etmek, girişmek, -e başlamak | fiil: -ω damaksıl gövde | 123 | |
γυνή γυναικός, ἡ | kadın, eş, karı | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 124 | |
ποτε (enclitic) | vaktiyle, eskiden, bir gün; sonunda | zarf | 125 | |
ἵνα | (adv.) orada, -dığı yerde, -ince; (conj. +subj./opt.) -mak amacıyla, -sın diye | bağlaç: yantümce bağlacı | 126 | |
ὄνομα ὀνόματος, τό | isim, özel isim, nam, ifade, deyiş | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 127 | |
ὑπέρ | (+gen) -in ötesinde, -için, -den yana; (+acc.) -in ötesinde, -in üstünde | edat | 128 | |
ἤδη | artık, bundan böyle, zaten | zarf | 129 | |
πατήρ πατρός, ὁ | baba | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 130 | |
ἀκούω, ἀκούσομαι, ἤκουσα, ἀκήκοα, plup. ἠκηκόη or ἀκηκόη, ἠκούσθην | duymak, kulak vermek; (+gen.) birini dinlemek, birine itaat etmek | fiil: -ω sesli harfli gövde | 131 | |
γένος γένους, τό | soy, ırk, köken, aile, tür, cins | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 132 | |
τόπος τόπου, ὁ | yer, toprak, memleket | isim: 2. çekim grubu | 133 | |
πρῶτος πρώτη πρῶτον | birinci, ilk, önce gelen | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 135 | |
εὑρίσκω, εὑρήσω, 2 aor. ηὗρον or εὗρον, ηὕρηκα or εὕρηκα, εὕρημαι, εὑρέθην | bulmak, keşfetmek, rastlamak, hayal etmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 136 | |
παῖς παιδός, ὁ/ἡ | çocuk, hizmetkar | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 137 | |
ἔρχομαι, fut. εἶμι or ἐλεύσομαι, 2 aor. ἦλθον, ἐλήλυθα | gelmek, gitmek, dönmek | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 138 | |
υἱός υἱοῦ, ὁ | erkek çocuk | isim: 2. çekim grubu | 139 | |
ὕδωρ ὕδατος, τό | su, her çeşit su | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 140 | |
ἴδιος ἰδία ἴδιον | kendi, kendine özgü, özgün, garip | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 141 | |
σός σή σόν | senin, seninki | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 142 | |
γιγνώσκω, γνώσομαι, ἔγνων, ἔγνωκα, ἔγνωσμαι, ἐγνώσθην | bilmek, tanımak, anlamak, karar vermek, sezmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 143 | |
τυγχάνω, τεύξομαι, ἔτυχον, τετύχηκα. τέτυγμαι, ἐτύχθην | (+gen) rastlamak, elde etmek; (+part.) tesadüfen yapmak, elde etmek, kurayla payına düşmek | fiil: -ω akışkan gövde | 144 | |
ἵστημι στήσω will set, ἔστησα set, caused to stand, 2 aor. ἔστην stood, ἕστηκα stand, plup. εἱστήκη stood, ἐστάθην stood | dikmek, dayamak, kaldırmak, sabitleştirmek | fiil: -μι grubu | 145 | |
ἅμα | birlikte, beraber, aynı zamanda; (+dat.) -ile aynı zamanda, birlikte | zarf | 146 | |
ἄγω, ἄξω, ἤγαγον, ἦχα, ἦγμαι, ἤχθην | götürmek, sevketmek, ilerlemek; (med.) yönetmek, zaman geçimek | fiil: -ω damaksıl gövde | 147 | |
τρόπος τρόπου, ὁ | tavır, davranış, tutum; (pl.) karakter, ifade tarzı | isim: 2. çekim grubu | 148 | |
μήτε...μήτε | ne … ne de | bağlaç: eşbağımlı | 149 | |
μέσος μέση μέσον | orta, ortada bulunan; (+gen.) -in ortası, merkezi | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 150 | |
ἀλλήλων –οις | (semper pl.) birbirleri, (acc.) birbirlerini, (dat.) birbirlerine | zamir | 151 | |
ἀεί | daima, hep, her zaman | zarf | 152 | |
φίλος φίλη φίλον | değerli, aziz, canan | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 153 | |
συμβαίνω, συμβήσομαι, 2 aor. συνέβην, συμβέβηκα | birlikte yürümek, -ile birleşmek, katılmak, uyuşmak, anlaşmak | fiil: -ω akışkan gövde | 154 | |
ἔργον ἔργου, τό | iş, uğraş, eser, eylem, görev | isim: 2. çekim grubu | 155 | |
πλέω, πλεύσομαι, ἔπλευσα, πέπλευκα, πέπλευσμαι, ἐπλεύσθην | denize açılmak, gemiyle gitmek | fiil: kaynaşmış | 156 | |
τότε | o zaman, o anda, o sırada; vaktiyle, önceden; daha sonra, sonradan; οἱ τότε o zamanın adamları (krş. οἱ νῦν) | zarf | 157 | |
μήν | elbette, doğrusu, tabii | zarf | 158 | |
χρή, impf. χρῆν or ἐχρῆν, infin. χρῆναι | (+inf./+acc.& inf.) -mek gerekir, -mek zaruridir, lazımdır | fiil: kişisiz | 159 | |
δείκνυμι, δείξω, ἔδειξα, δέδειχα, δέδειγμαι, ἐδείχθην | göstermek, sunmak, ortaya çıkarmak, tanıtmak | fiil: -μι grubu | 160 | |
ζῷον ζῴου, τό | canlı, yaşayan şey, hayvan | isim: 2. çekim grubu | 161 | |
πρᾶγμα πράγματος, τό | şey, iş, mesele | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 162 | |
ἐναντίος ἐναντία ἐναντίον | karşıt, zıt, ters, aksi | edat | 163 | |
τίθημι, θήσω, ἔθηκα, τέθηκα, τέθειμαι (but usu. κεῖμαι instead), ἐτέθην | koymak, korumak, ödemek, kılmak, kurmak, belirlemek | fiil: -μι grubu | 164 | |
εἶδον, 2 aor. of ὁράω, act. infin. ἰδεῖν, mid.infin. ἰδέσθαι | gördüm, görmek, görmek | fiil: kuralsız | 165 | |
χείρ χειρός, ἡ | el, yumruk, kol | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 166 | |
μηδέ | bile değil; (μήδε … μήδε – ne … ne) | bağlaç: eşbağımlı | 167 | |
ὀλίγος ὀλίγη ὀλίγον | az, az sayıda, tek tük | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 168 | |
νόμος νόμου, ὁ | alışkanlık, gelenek, yasa, kanun | isim: 2. çekim grubu | 169 | |
κοινός –ή –όν | ortak, paylaşımlı, umumi, kamusal | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 170 | |
οἴομαι or οἶμαι, οἰήσομαι, impf. ᾤμην, aor. ᾠήθην | (+acc.& inf.) düşünmek, sanmak, saymak, addetmek, ummak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 171 | |
κινέω, κινήσω, ἐκίνησα, κεκίνηκα, κεκίνημαι, ἐκινήθην | hareket ettirmek, yerinden oynatmak, devirmek, heyecanlandırmak | fiil: kaynaşmış | 172 | |
πάσχω, πείσομαι, ἔπαθον, πέπονθα | katlanmak, hissetmek, sabretmek, tahammül etmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 173 | |
πῶς | Nasıl? Niçin? | zarf | 174 | |
ὅσπερ ἥπερ ὅπερ | her kim, her ne; (bahsi geçen) -en/-an kişi, şey; -dığı şey | zamir | 175 | |
τοσοῦτος –αύτη –οῦτο(ν) | böyle, böylesi, bunun gibi, bu tür | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 176 | |
σύν | (+ dat) -ile, -ile birlikte | edat | 177 | |
εἶτα | o zaman, daha sonra, bunun üzerine | zarf | 178 | |
ἀληθής –ές | doğru, gerçek, içten | sıfat: 3. çekim grubu -ης, -ες bitimli | 179 | |
δίκαιος δικαία δίκαιον | adil, haksever, dürüst, insaflı | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 180 | |
μέλλω, μελλήσω, ἐμέλλησα | (+inf.) -mek üzere olmak, -ecek olmak, -mak zorunda olmak, -meyi düşünmek | fiil: -ω akışkan gövde | 181 | |
ἐθέλω, ἐθελήσω, ἠθέλησα, ἠθέληκα | istemek, dilemek, (+inf.) -mesini temenni etmek | fiil: -ω akışkan gövde | 182 | |
λοιπός –ή –όν | geri kalan, kalan | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 183 | |
ἀνάγκη ἀνάγκης, ἡ | Zorunluluk, gereklilik, lüzum, mecburiyet | isim: 1. çekim grubu | 184 | |
ὅτε | (conj.) ne zaman ki, -dığında | bağlaç: yantümce bağlacı | 185 | |
δεύτερος –α –ον | ikinci | sıfat: sayı adı | 186 | |
πόλεμος πολέμου ὁ | savaş, harp | isim: 2. çekim grubu | 187 | |
χώρα χώρας, ἡ | yer, memleket, bölge, alan | isim: 1. çekim grubu | 188 | |
ζάω, ζήσω, ἔζησα, ἔζηκα | yaşamak, hayatta olmak | fiil: kaynaşmış | 189 | |
πλῆθος πλήθους, τό | kalabalık, güruh, sürü | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 190 | |
ἥλιος ἡλίου, ὁ | güneş, doğu, neşe, saadet | isim: 2. çekim grubu | 191 | |
αἰτία αἰτίας, ἡ | neden, sebep, gerekçe; suçlama | isim: 1. çekim grubu | 192 | |
πείθω, πείσω, ἔπεισα, πέποιθα, πέπεισμαι, ἐπείσθην | ikna etmek, kandırmak; (mid.& pass.) ikna olmak, boyun eğmek | fiil: -ω dişsil gövde | 193 | |
πάρειμι | hazır bulunmak, yanına gelmek; yanından geçmek, aşmak, yola devam etmek | fiil: kuralsız | 194 | |
πλεῖστος πλείστη πλεῖστον | pek çok, çok sayıda, en büyük, en mühim (superl. πολύς) | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 195 | |
εἶδος εἴδους, τό | şekil, biçim, görünüş | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 196 | |
ὅπως | gibi, aynı şekilde, -dığı şekilde, -mek için | bağlaç: yantümce bağlacı | 197 | |
τρεῖς τρία | üç | sıfat: sayı adı | 198 | |
βίος βίου, ὁ | yaşam, hayat, ömür | isim: 2. çekim grubu | 199 | |
νομίζω, νομιῶ, ἐνόμισα, νενόμικα, νενόμισμαι, ἐνομίσθην | (+acc.& inf.) düşünmek, zannetmek; (+inf.) - olduğunu düşünmek | fiil: -ω dişsil gövde | 200 | |
κύκλος κύκλου, ὁ | çember, daire | isim: 2. çekim grubu | 201 | |
πάθος πάθους, τό | aşk, acıma; üzüntü, ıstırap; nefret, kin; olay, hadise; deneyim; felaket | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 202 | |
μέντοι | kuşkusuz, kesinlikle; lakin, bununla birlikte | zarf | 204 | |
ὀνομάζω, ὀνομάσω, ὠνόμασα, ὠνόμακα, ὠνόμασμαι, ὠνομάσθην | adlandırmak | fiil: -ω dişsil gövde | 204 | |
ὑμέτερος ὑμετέρα ὑμέτερον | sizin, sizinki | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 206 | |
ἀρετή ἀρετῆς, ἡ | erdem, iyilik, yiğitlik, cesaret | isim: 1. çekim grubu | 206 | |
ἔτος ἔτους, τό | sene, yıl | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 208 | |
ἀντί | (+gen.) -e karşı, -in karşısında, aksine; -e benzer, -e kıyasla | edat | 209 | |
ναῦς νεώς, ἡ | gemi | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 210 | |
τρίτος –η –ον | üçüncü | sıfat: sayı adı | 211 | |
πνεῦμα πνεύματος, τό | soluk, nefes, ruh | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 212 | |
ὀρθός –ή –όν | ayakta, dik duran, dik, yasaya uygun, meşru | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 213 | |
θάλασσα θαλάσσης, ἡ | deniz | isim: 1. çekim grubu | 214 | |
διαφέρω, διοίσω, 1 aor. διήνεγκα, 2 aor. διήνεγκον, διενήνοχα, διενήνεγμαι | farkedilmek, belirmek, oyalanmak; (med.) aynı fikirde olmamak; (+dat.) -ile tartışmak, oyalanmak | fiil: -ω akışkan gövde | 215 | |
μέχρι (+gen.) | (prep. +gen.) -e kadar, -inceye kadar | bağlaç: yantümce bağlacı | 216 | |
δόξα δόξης, ἡ | kanı, hüküm, öğreti, doktrin, temelsiz düşünce, varsayım | isim: 1. çekim grubu | 217 | |
κεφαλή –ῆς, ἡ | baş, kişi, sonuç | isim: 1. çekim grubu | 218 | |
πῦρ πυρός, τό | ateş, şimşek, göz feri, aşk ateşi | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 219 | |
ἐλάσσων ἔλασσον | daha küçük, daha aşağı, daha az (comp. μικρός) | sıfat: 3. çekim grubu, -ων, -ον bitimli | 220 | |
πούς ποδός, ὁ | ayak, bacak, pati | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 221 | |
ἱερός –ά –όν | kutsal, mukaddes, ilahi | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 222 | |
εὐθύς εὐθεῖα εὐθύ | düz, doğru, direkt; (adv.) derhal, hemen, o anda | sıfat: -ύς, -εῖα, -ύ bitimli | 223 | |
εἶμι, infin. ἰέναι, ptc. ἰών, ἰοῦσα, ἰόν | gitmek, yola koyulmak, ilerlemek, ulaşmak | fiil: -μι grubu | 224 | |
ταχύς ταχεῖα ταχύ | hızlı, çabuk; (adv.) τάχα çabucak, belki | sıfat: -ύς, -εῖα, -ύ bitimli | 225 | |
ποταμός –οῦ, ὁ | nehir, nehir yatağı | isim: 2. çekim grubu | 226 | |
οὐσία οὐσίας, ἡ | varlık, servet, mülk | isim: 1. çekim grubu | 227 | |
ἀριθμός –οῦ, ὁ | sayı, numara | isim: 2. çekim grubu | 228 | |
ὕστερος ὑστέρα ὕστερον | (+gen.) -den sonra gelen, sonraki, -in peşinden gelen, ertesi | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 229 | |
φυλάσσω, φυλάξω, ἐφύλαξα, πεφύλαχα, πεφύλαγμαι, ἐφυλάχθην | nöbet tutmak, korumak; (mid.& +acc.) -i kollamak, gözetmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 230 | |
καιρός καιροῦ, ὁ | uygun zaman, fırsat, avantaj; (pl.) koşullar, mevsim | isim: 2. çekim grubu | 231 | |
οἰκέω, οἰκήσω, ᾤκησα, ᾤκηκα, ᾠκήθην | ikamet etmek, ömür geçirmek, idare etmek | fiil: kaynaşmış | 232 | |
ἀμφότερος ἀμφοτέρα ἀμφότερον | biri, diğeri; (pl.) her ikisi (Lat: uterque) | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 233 | |
σημεῖον σημείου, τό | işaret, bayrak, iz | isim: 2. çekim grubu | 234 | |
παρέχω, παρέξω, παρέσχον, παρέσχηκα, impf. παρεῖχον | sağlamak, temin etmek, olanak sağlamak | fiil: -ω damaksıl gövde | 235 | |
ἑκάτερος ἑκατέρα ἑκάτερον | iki şeyden biri; biri | zamir | 236 | |
δηλόω, δηλώσω, ἐδήλωσα, δεδήλωκα, ἐδηλώθην | show, declare, explain | fiil: kaynaşmış | 237 | |
οἰκεῖος οἰκεία οἰκεῖον | kendisine ait, özel, yakın, tabii | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 238 | |
κελεύω, κελεύσω, ἐκέλευσα, κεκέλευκα, κεκέλευσμαι, ἐκελεύσθην | (+acc.& inf.) emretmek, buyurmak, komuta etmek, yüreklendirmek | fiil: -ω sesli harfli gövde | 239 | |
τέλος τέλους, τό | tamamlama, gerçekleştirme, sonuç | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 240 | |
ἡγέομαι, ἡγήσομαι, ἡγησάμην, ἥγημαι | götürmek, önderlik etmek, üstünlük kurmak; (+gen) zannetmek, sanmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 241 | |
ἄξιος ἀξία ἄξιον | değerli, kıymetli; (+gen.) -i hakeden, -e değer | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 242 | |
ἦ | kesinlikle, şüphesiz, mutlaka | zarf | 243 | |
δῆλος δήλη δῆλον | apaçık, belli, aşikar, görünür | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 244 | |
τοίνυν (τοί-νυν) | (conj.) kuşkusuz, elbette | zarf | 245 | |
πολέμιος πολεμία πολέμιον | düşman, hasım | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 246 | |
ἔρομαι, ἐρήσομαι, 2 aor. ἠρόμην | birine (+acc.) bir şeyi (+acc.) sormak, soruşturmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 247 | |
ἀδελφός –οῦ, ὁ | erkek kardeş | isim: 2. çekim grubu | 248 | |
μέγεθος μεγέθους, τό | büyüklük, yükseklik; iktidar; ruh büyüklüğü | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 249 | |
εἴτε…εἴτε | ister … ister, ya … ya, kâh … kâh | bağlaç: eşbağımlı | 250 | |
κεῖμαι, κείσομαι | uzanmak, yatmak, hareketsiz kalmak, dinlenmek, oturmak, ölüme terk edilmek | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 251 | |
πολλάκις | sık sık, çoğunlukla, ekseriyetle | zarf | 252 | |
πίνω, πίομαι, 2 aor. ἔπιον, πέπωκα, -πέπομαι, -επόθην | içmek | fiil: -ω akışkan gövde | 253 | |
χάρις χάριτος, ἡ | lütuf, minnet, beğeni, ihsan, şükran | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 254 | |
ἔπειτα | bunun üzerine, bundan sonra, daha sonra | zarf | 255 | |
ζητέω, ζητήσω, ἐζήτησα, ἐζήτηκα | aramak, bulmaya çalışmak, özlemek, özlemle aramak | fiil: kaynaşmış | 256 | |
σχῆμα σχήματος, τό | şema, tavır; şekil, biçim, davranış | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 257 | |
τροφή τροφῆς, ἡ | besleme, yetiştirme; besin, erzak; yaşam tarzı | isim: 1. çekim grubu | 258 | |
μανθάνω, μαθήσομαι, ἔμαθον, μεμάθηκα | anlamak, kavramak, öğrenmek | fiil: -ω akışkan gövde | 259 | |
ἐνταῦθα | orada, burada | zarf | 260 | |
φεύγω, φεύξομαι, ἔφυγον, πέφευγα | kaçmak, kaçınmak, sakınmak | fiil: -ω damaksıl gövde | 261 | |
ἵππος ἵππου, ὁ | at; koşum, at arabası | isim: 2. çekim grubu | 262 | |
κόσμος κόσμου, ὁ | süs, düzen, sistem, disiplin, evren, kuruluş | isim: 2. çekim grubu | 263 | |
αἷμα αἵματος, τό | kan, kanbağı, akrabalık | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 264 | |
αἱρέω, αἱρήσω, 2 aor. εἷλον, ᾕρηκα, ᾕρημαι, ᾑρέθην | almak, yakalamak, elde etmek, el koymak | fiil: kaynaşmış | 265 | |
προστίθημι, προσθήσω, προσέθηκα, προστέθηκα, προστέθειμαι (but commonly προσκεῖμαι instead), προσετέθην | yanına/karşısına yerleştirmek, teslim etmek; (med.) eklemek, katmak, (+dat) -ile anlaşmak | fiil: -μι grubu | 266 | |
ἀξιόω, ἀξιώσω, ἠξίωσα, ἠξίωκα, ἠξίωμαι, ἠξιώθην | layık görmek, değer vermek, uygun görmek, iddia etmek | fiil: kaynaşmış | 267 | |
ἕως | o zamana kadar, -inceye kadar | bağlaç: yantümce bağlacı | 268 | |
νέος νέα νέον | genç, yeni, taze | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 269 | |
ἔοικα, ptc. εἰκώς | (+dat.) -e benzedim, -e gibi göründüm | fiil: kuralsız | 270 | |
κἄν (καὶ-ἄν) | olsa bile, olmasına karşın | bağlaç: yantümce bağlacı | 271 | |
τέχνη τέχνης, ἡ | sanat, beceri, ustalık, hüner; sanat eseri | isim: 1. çekim grubu | 273 | |
χρῆμα χρήματος, τό | şey, madde; (çoğunlukla pl.) malvarlığı, servet | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 274 | |
σῴζω, σώσω, ἔσωσα, σέσωκα, ἐσώθην | korumak, kurtarmak, saklamak | fiil: -ω dişsil gövde | 275 | |
πέμπω, πέμψω, ἔπεμψα, πέπομφα, πέπεμμαι, ἐπέμφθην | göndermek, yollamak | fiil: -ω dudaksıl gövde | 276 | |
φωνή φωνῆς, ἡ | ses, çığlık, diyalekt | isim: 1. çekim grubu | 277 | |
ἕνεκα | (+gen.) -yüzünden, -için, -in lehine, -e nazaran | edat | 278 | |
ἀπόλλυμι, ἀπολῶ, ἀπώλεσα, 2 aor. mid. ἀπωλόμην, pf. ἀπολώλεκα (“I have utterly destroyed”) or ἀπόλωλα (“I am undone”) | mahvetmek, imha etmek, canını almak; (mid.) mahvolmak, canına kıyılmış olmak | fiil: -μι grubu | 279 | |
θάνατος θανάτου, ὁ | ölüm | isim: 2. çekim grubu | 280 | |
νύξ νυκτός, ἡ | gece | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 281 | |
ὁδός ὁδοῦ, ἡ | yol, yolculuk; davranış tarzı, yordam, yöntem | isim: 2. çekim grubu | 282 | |
ἔθνος ἔθνους, τό | ırk, soy, etnisite | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 283 | |
ἀποδίδωμι, ἀποδώσω, ἀπέδωκα, ἀποδέδωκα, ἀποδέδομαι, ἀπεδόθην | geri vermek, teslim etmek, karşılık olarak vermek; (med.) satmak | fiil: -μι grubu | 284 | |
νοῦς (νόος), νοῦ (νόου), ὁ | zihin, us, düşünce, duygu, tasarı | isim: 2. çekim grubu | 285 | |
μένω, μενῶ, ἔμεινα, μεμένηκα | kalmak, katlanmak, beklemek; (+inf.) -mesini beklemek | fiil: -ω akışkan gövde | 286 | |
ἀποθνῄσκω, ἀποθανοῦμαι, 2 aor. ἀπέθανον, ἀποτέθνηκα | ölmek, hayatını kaybetmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 287 | |
πάνυ | tamamıyla, tamamen | zarf | 288 | |
εὖ | iyice, iyi bir şekilde | zarf | 289 | |
κρίνω, κρινῶ, ἔκρινα, κέκρικα, κέκριμαι, ἐκρίθην | yargılamak, hüküm vermek, değerlendirmek | fiil: -ω akışkan gövde | 290 | |
ἀναιρέω, ἀναιρήσω, ἀνεῖλον, ἀνῄρηκα, ἀνῄρημαι, ἀνῃρέθην | kaldırmak, kehanetle emretmek, mahvetmek, ortadan kaldırmak | fiil: kaynaşmış | 291 | |
μακρός –ά –όν | uzun, uzak, büyük, iri | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 292 | |
ἥκω, ἥξω, pf. ἧκα | geri dönmek, varmak, ulaşmak | fiil: -ω damaksıl gövde | 293 | |
ἡδονή –ῆς, ἡ | haz, zevk, keyif; (pl.) istek, arzu | isim: 1. çekim grubu | 294 | |
μήτηρ μητρός, ἡ | anne, ana | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 295 | |
δεινός –ή –όν | korkunç, tehlikeli, yaman; zeki, (+inf.) -bakımından zeki | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 296 | |
διαφορά –ᾶς, ἡ | anlaşmazlık, ayrılık, çeşitlilik | isim: 1. çekim grubu | 297 | |
κρατέω, κρατήσω, ἐκράτησα, κεκράτηκα, κεκράτημαι, ἐκρατήθην | hakim olmak, egemen olmak; (+gen.) -in sahibi olmak, üstün gelmek, yenmek | fiil: kaynaşmış | 298 | |
δῆμος δήμου, ὁ | halk, nüfus, aşiret; (πόλις) -in yerleşim birimi; halk meclisi | isim: 2. çekim grubu | 299 | |
οὐρανός –οῦ, ὁ | gök, gökyüzü | isim: 2. çekim grubu | 300 | |
ἕπομαι ἕψομαι, 2 aor. ἑσπόμην | izlemek, peşine düşmek; (+dat.) birine eşlik/refakat etmek | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 301 | |
ὄρος ὄρους, τό | dağ, yamaç | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 303 | |
πλήν | (prep. +gen.) hariç, dışında; (conj.) -ması dışında, - olmasaydı, ne var ki | edat | 304 | |
τέτταρες τέτταρα | dört | sıfat: sayı adı | 305 | |
δυνατός –ή –όν | mümkün, -i yapabilen, -de yetenekli | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 306 | |
οἶκος οἴκου, ὁ | ev, aile; mal, mülk | isim: 2. çekim grubu | 307 | |
ἄριστος ἀρίστη ἄριστον | en iyi, en soylu (superl: ἀγαθός) | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 308 | |
ῥᾴδιος ῥᾳδία ῥᾴδιον | kolay, basit, elverişli | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 309 | |
ἀφαιρέω, ἀφαιρήσω, ἀφεῖλον, ἀφῄρηκα, ἀφῄρημαι, ἀφῃρέθην | ayırmak, uzaklaştırmak, ortadan kaldırmak | fiil: kaynaşmış | 310 | |
τύχη τύχης, ἡ | talih, şans, kader; mutlu veya mutsuz olay | isim: 1. çekim grubu | 311 | |
φανερός –ά –όν | net, açık, gözle görülür, belirgin | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 312 | |
πρόσωπον προσώπου, τό | yüz, çehre; figür, maske, rol | isim: 2. çekim grubu | 313 | |
πιστεύω, πιστεύσω, ἐπίστευσα, πεπίστευκα, πεπίστευμαι, ἐπιστεύθην | (+dat.) inanmak, güvenmek, itimat etmek | fiil: -ω sesli harfli gövde | 314 | |
διδάσκω, διδάξω, ἐδίδαξα, δεδίδαχα, δεδίδαγμαι, ἐδιδάχθην | öğretmek, eğitmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 315 | |
ἄνω | yukarıya, yukarıda | zarf | 316 | |
τάσσω, τάξω, ἔταξα, τέταχα, τέταγμαι, ἐτάχθην | sıralamak, düzene sokmak, saptamak | fiil: -ω damaksıl gövde | 317 | |
ὀφθαλμός –οῦ, ὁ | göz, bakış | isim: 2. çekim grubu | 318 | |
δέχομαι, δέξομαι, ἐδεξάμην, δέδεγμαι, -εδέχθην | almak, toplamak, kabul etmek, -e katlanmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 319 | |
ἀφικνέομαι, ἀφίξομαι, 2 aor. ἀφικόμην, ἀφῖγμαι | gelmek, varmak, ulaşmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 320 | |
ἱκανός –ή –όν | yeterli, uygun, yerinde | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 321 | |
ἐργάζομαι, ἐργάσομαι, εἰργασάμην, εἴργασμαι | çalışmak, üretmek, tamamlamak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 322 | |
μάχη μάχης, ἡ | savaş, muharebe | isim: 1. çekim grubu | 323 | |
τρέφω, θρέψω, ἔθρεψα, τέθραμμαι, ἐτράφην | şişmanlatmak, beslemek, büyütmek, yetiştirmek | fiil: -ω dudaksıl gövde | 324 | |
ἀδύνατος –ον | olanaksız, imkansız, -i yapamayan | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 325 | |
ἀκριβής –ές | dürüst, emin, güvenli, titiz | sıfat: 3. çekim grubu -ης, -ες bitimli | 326 | |
που | herhangi bir yerde, sanki, belki | zarf | 327 | |
ὅθεν | nereden? | zarf | 328 | |
στόμα στόματος, τό | ağız, ırmağın ağzı | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 329 | |
χωρίς | hariç (+gen.) -siz, -olmadan | zarf | 330 | |
κρείσσων κρεῖσσον | daha güçlü, daha kuvvetli, daha sağlam (comp. ἀγαθός) | sıfat: 3. çekim grubu, -ων, -ον bitimli | 331 | |
βραχύς βραχεῖα βραχύ | kısa, küçük, az | sıfat: -ύς, -εῖα, -ύ bitimli | 332 | |
ἰσχυρός –ά –όν | güçlü, sağlam, kuvvetli | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 333 | |
ἀλήθεια ἀληθείας, ἡ | hakikat, samimiyet, doğruluk | isim: 1. çekim grubu | 334 | |
δίκη δίκης, ἡ | kural, adalet, hukuk, kaide; Adalet Tanrıçası | isim: 1. çekim grubu | 335 | |
χωρίον χωρίου, τό | yer, mevki, çarşı, kale | isim: 2. çekim grubu | 336 | |
ἡδύς ἡδεῖα ἡδύ | tatlı, hoş, çekici, cazibeli | sıfat: -ύς, -εῖα, -ύ bitimli | 337 | |
νόσος νόσου, ὁ | hastalık, salgı, afet, kısırlık, kusur | isim: 2. çekim grubu | 338 | |
λίθος λίθου, ὁ | taş, mezar taşı, mermer | isim: 2. çekim grubu | 339 | |
παλαιός –ά –όν | yaşlı, eski, antik | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 340 | |
ἀφίημι, ἀφήσω, ἀφῆκα, ἀφεῖκα, ἀφεῖμαι, ἀφείθην | göndermek, fırlatmak, ihmal etmek, önemsememek, yitirmek; (med. +gen.) -den vazgeçmek | fiil: -μι grubu | 341 | |
ἄλλως | başka bir şekilde, aksi takdirde, yoksa | zarf | 342 | |
πρᾶξις πράξεως, ἡ | eylem, tamamlanma, teşebbüs; entrika, hile; durum, vaziyet; talih | isim: 3. çekim grubu ι-gövdeli | 343 | |
σαφής σαφές | açık, belli, görünür | sıfat: 3. çekim grubu -ης, -ες bitimli | 344 | |
σοφός –ή –όν | bilge, maharetli, hünerli | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 345 | |
νικάω, νικήσω, ἐνίκησα, νενίκηκα, νενίκημαι, ἐνικήθην | yenmek, galip gelmek | fiil: kaynaşmış | 346 | |
ὁμολογέω, ὁμολογήσω, ὡμολόγησα, ὡμολόγηκα, ὡμολόγημαι, ὡμολογήθην | uzlaşmak, (+dat.) -ile aynı fikirde olmak, mutabık kalmak | fiil: kaynaşmış | 347 | |
ναός (νεώς) ναοῦ (νεώ), ὁ | tapınak, mabet | isim: 2. çekim grubu | 348 | |
αὖ, αὖθις | tekrar, yeniden | zarf | 349 | |
πατρίς πατρίδος, ἡ | vatan, yurt | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 350 | |
ὀξύς ὀξεῖα ὀξύ | sivri, keskin, tiz | sıfat: -ύς, -εῖα, -ύ bitimli | 351 | |
καίτοι (καί-τοι) | gerçekte, aslında, bununla bilrikte, yine de | zarf | 352 | |
πλέον | oldukça, ziyade, aksine | zarf | 353 | |
πλέων πλέον | daha çok, daha büyük (comp. of πολύς) | sıfat: 3. çekim grubu, -ων, -ον bitimli | 354 | |
γνώμη γνώμης, ἡ | düşünce, karar, yargı, istek, iz | isim: 1. çekim grubu | 355 | |
τιμή τιμῆς, ἡ | onur, değer, kıymet; onursal görev | isim: 1. çekim grubu | 356 | |
μεταξύ | arasında | zarf | 357 | |
προσήκω προσήξω | biriyle akraba olmak, -ile alakalı olmak, uygun olmak | fiil: -ω damaksıl gövde | 358 | |
ἀδικέω, ἀδικήσω, ἠδίκησα, ἠδίκηκα, ἠδίκημαι, ἠδικήθην | (birine, +acc.) haksızlık etmek, zarar vermek; (pass., +acc.) haksızlığa uğramak | fiil: kaynaşmış | 360 | |
στρατηγός –οῦ, ὁ | komutan, general | isim: 2. çekim grubu | 361 | |
οὐκέτι | bir daha hiç, artık | zarf | 362 | |
πρέσβυς πρέσβεως, ὁ | elçi, temsilci; ihtiyar adam, aziz | isim: 3. çekim grubu -εύς, -έως bitimli | 363 | |
παύω, παύσω, ἔπαυσα, πέπαυκα, πέπαυμαι, ἐπαύθην | durdurmak, alıkoymak, bitirmek; (mid.) caymak | fiil: -ω sesli harfli gövde | 364 | |
τελευτάω, τελευτήσω, ἐτελεύτησα, τετελεύτηκα, τετελεύτημαι, ἐτελευτήθην | bitirmek, ölmek, son bulmak | fiil: kaynaşmış | 365 | |
μίγνυμι, μείξω, ἔμειξα, μέμειγμαι, ἐμείχθην | karıştırmak, eklemek, katmak; (med.&pass.) karşı karşıya gelmek, çarpışmak | fiil: -μι grubu | 366 | |
λαός λαοῦ, ὁ | halk, avam, insan yığını | isim: 2. çekim grubu | 367 | |
θυγάτηρ θυγατρός, ἡ | kız evlat | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 368 | |
οἰκία οἰκίας, ἡ | ev, konut, barınak | isim: 1. çekim grubu | 369 | |
παραδίδωμι, παραδώσω, παρέδωκα, παραδέδωκα, παραδέδομαι, παρεδόθην | teslim etmek, devretmek, emanet etmek | fiil: -μι grubu | 370 | |
ἔξω | dışarı/-ya, -da; (+gen.) -in dışında, -hariç, ötesinde | zarf | 371 | |
νῆσος νήσου, ἡ | ada | isim: 2. çekim grubu | 372 | |
ἐκεῖ | orada, şurada | zarf | 373 | |
ἐπιστήμη –ης, ἡ | bilgi, bilim, inceleme, tetkik | isim: 1. çekim grubu | 374 | |
ἐάω, ἐάσω, εἴασα | (+acc. & +inf.) izin vermek, müsaade etmek, dayanmak, terketmek, aldırmamak | fiil: kaynaşmış | 375 | |
θαυμάζω, θαυμάσομαι, ἐθαύμασα, τεθαύμακα, τεθαύμασμαι, ἐθαυμάσθην | hayret etmek, şaşırmak, hayran kalmak | fiil: -ω dişsil gövde | 376 | |
αἰσθάνομαι, αἰσθήσομαι, 2 aor. ᾐσθόμην, ᾔσθημαι | hissetmek, duymak, sezmek, algılamak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 377 | |
χαίρω, χαιρήσω, κεχάρηκα, κεχάρημαι, ἐχάρην | mutlu olmak, (+dat.) -e sevinmek, (+part.) -den keyif almak | fiil: -ω akışkan gövde | 378 | |
χαλεπός –ή –όν | zor, meşakkatli | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 379 | |
τέκνον τέκνου, τό | erkek/kız çocuk; ürün, meyve | isim: 2. çekim grubu | 380 | |
καταλαμβάνω, καταλήψομαι, κατέλαβον, κατείληφα, κατείλημμαι, κατελήφθην | elde etmek, işgal etmek, kavramak, zorlamak | fiil: -ω akışkan gövde | 381 | |
μάχομαι, μαχοῦμαι, ἐμαχεσάμην, μεμάχημαι | (+dat.) -ile savaşmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 382 | |
μιμνήσκω, -μνήσω, -έμνησα, pf. μέμνημαι, ἐμνήσθην | anımsatmak, söz etmek, bahsetmek; (in pf. mid.) -i düşünmek, anımsamak, meşgul olmak | fiil: -ω damaksıl gövde | 383 | |
θνῄσκω, 2 aor. -έθανον, τέθνηκα, θανοῦμαι | ölmek, öldürülmek, kaybolmak | fiil: -ω damaksıl gövde | 384 | |
λύω, λύσω, ἔλυσα, λέλυκα, λέλυμαι, ἐλύθην | çözmek, azat etmek, son vermek, açıklamak; (med.) serbest bırakmak, parayla kurtarmak | fiil: -ω sesli harfli gövde | 384 | |
τιμάω, τιμήσω, ἐτίμησα, τετίμηκα, τετίμημαι, ἐτιμήθην | onurlandırmak, değer vermek; (med.) -e kendisi için değer/ceza/fiyat biçmek | fiil: kaynaşmış | 386 | |
τεῖχος τείχους, τό | duvar, sur | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 387 | |
ἴσως | belki, muhtemelen | zarf | 388 | |
αἴρω, ἀρῶ, ἦρα, ἦρκα, ἦρμαι, ἤρθην | yukarı kaldırmak, yükseltmek, yüceltmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 389 | |
ἀποκτείνω, ἀποκτενῶ, ἀπέκτεινα, ἀπέκτονα | öldürmek, canına kıymak | fiil: -ω akışkan gövde | 390 | |
στρατιώτης –ου, ὁ | asker | isim: 2. çekim grubu | 391 | |
ἄνευ | (+gen.) -sız, -den uzak, - hariç, -e karşın, -e rağmen | edat | 392 | |
πότερος ποτέρα πότερον | iki şeyden hangisi? Hangisi? | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 393 | |
ἁπλῶς | yalnızca, sadece; açıkça | zarf | 394 | |
πίπτω, πεσοῦμαι, ἔπεσον, πέπτωκα | düşmek, yanılmak, hataya düşmek | fiil: -ω dişsil gövde | 395 | |
τέταρτος –η –ον | kırkıncı | sıfat: sayı adı | 396 | |
κατασκευάζω, κατασκευάσω, κατεσκεύασα | donatmak, organize etmek, düzenlemek | fiil: -ω dişsil gövde | 397 | |
ἐχθρός –ά –όν | nefret edilen, tiksindirici, iğrenç; (+dat.) -e düşman, -den nefret eden | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 398 | |
ἀγών ἀγῶνος, ὁ | yarışma, çatışma; (mec.) gayret, endişe, kaygı | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 399 | |
κωλύω, κωλύσω, ἐκώλυσα, κεκώλυκα, κεκώλυμαι, ἐκωλύθην | (+acc.& inf.) engel olmak, önlemek, mani olmak | fiil: -ω sesli harfli gövde | 400 | |
ἁμαρτάνω, ἁμαρτήσομαι, ἡμάρτησα, 2 aor. ἥμαρτον, ἡμάρτηκα, ἡμάρτημαι, ἡμαρτήθην | yanılmak, aldanmak, hata işlemek | fiil: -ω akışkan gövde | 401 | |
διαφθείρω, διαφθερῶ, διέφθειρα, διέφθαρκα, διέφθαρμαι, διεφθάρην | yıkmak, harap etmek, bozmak; (med.) çocuk düşürmek | fiil: -ω akışkan gövde | 402 | |
πως | herhangi bir biçimde/yolla | zarf | 403 | |
πόνος πόνου, ὁ | iş, zahmet, kaygı, tasa, fiziksel acı, çalışma ürünü | isim: 2. çekim grubu | 404 | |
ἔνθα | orada, aynı yerde, o zaman, o anda | zarf | 405 | |
τάξις τάξεως, ἡ | düzene koyma, tanzim, savaş düzeni | isim: 3. çekim grubu ι-gövdeli | 406 | |
πειράω (usually mid. πειράομαι), πειράσομαι, ἐπείρασα, πεπείραμαι, ἐπειράθην | denemek, çalışmak | fiil: kaynaşmış | 407 | |
φοβέω, φοβήσω, ἐφόβησα, πεφόβημαι, ἐφοβήθην | korkutmak, kaçırmak; (mid. and pass.) korkuya kapılmak | fiil: kaynaşmış | 408 | |
βάλλω, βαλῶ, 2 aor. ἔβαλον, βέβληκα, βέβλημαι, ἐβλήθην | (acc.) birine fırlatmak, atmak; birini vurmak, darbe indirmek; (dat.) bir şey ile vurmak | fiil: -ω akışkan gövde | 409 | |
πονηρός –ά –όν | kusurlu, ayartıcı, sıkıntılı, eziyetli, talihsiz, zavallı | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 410 | |
ξένος ξένου, ὁ | konuk, yabancı | isim: 2. çekim grubu | 411 | |
βάρβαρος –ον | Hellen/Yunan olmayan, yabancı, barbar | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 412 | |
ὅπου | orada, -dığı yerde, nerede?; -dığı zaman, -dığı için | bağlaç: yantümce bağlacı | 413 | |
συμφέρω, συνοίσω, 1 aor. συνήνεγκα | birleştirmek, birlikte taşımak, birlikte katlanmak, (+dat.) yararlı olmak | fiil: kuralsız | 414 | |
πυνθάνομαι, πεύσομαι, 2 aor. ἐπυθόμην, πέπυσμαι | (+gen.) -den duyarak öğrenmek, soruşturarak öğrenmek | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 415 | |
δοῦλος δούλου, ὁ | köle, esir | isim: 2. çekim grubu | 416 | |
τέμνω, τεμῶ, 2 aor. ἔτεμον, -τέτμηκα, τέτμημαι, ἐτμήθην | kesmek, kesip ayırmak, parçalamak | fiil: -ω akışkan gövde | 417 | |
χρήσιμος χρησίμη χρήσιμον | faydalı, kullanışlı | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 418 | |
ποῖος ποία ποῖον | ne, hangi, ne gibi, ne tür, nasıl | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 419 | |
ὅπλον ὅπλου, τό | alet, aygıt, silah, palamar | isim: 2. çekim grubu | 420 | |
πίστις πίστεως, ἡ | sadakat, itimat, güven, bağlılık | isim: 3. çekim grubu ι-gövdeli | 421 | |
ὑπολαμβάνω, ὑπολήψομαι, ὑπέλαβον, ὑπείληφα, ὑπείλημμαι, ὑπελήφθην | omzunda taşımak, kabul etmek, karşılamak, desteklemek, gizlice almak, anlamak | fiil: -ω akışkan gövde | 422 | |
ποιητής –οῦ, ὁ | yaratıcı, şair, ozan, yasa koyucu | isim: 2. çekim grubu | 423 | |
λανθάνω, λήσω, ἔλαθον, λέληθα | görülmemek, gizli kalmak (+acc. and nom. participle) -den gizli yapmak, unutturmak; (mid. and pass.) unutmak, anımsamamak | fiil: -ω akışkan gövde | 424 | |
βελτίων βέλτιον | daha iyi, daha soylu (comp. ἀγαθός) | sıfat: 3. çekim grubu, -ων, -ον bitimli | 425 | |
πάντως | tamamen, şüphesiz, her durumda, kesinlikle | zarf | 426 | |
πορεύω, πορεύσω, ἐπόρευσα, πεπόρευμαι, ἐπορεύθην | taşımak, nakletmek, temin etmek; (mid.& pass) yürümek, yol almak, katetmek | fiil: -ω sesli harfli gövde | 427 | |
ἀποκρίνω, ἀποκρινῶ, ἀπεκρινάμην, ἀπεκρίθη | seçerek ayırmak, mahkum etmek; (med.) yanıt vermek, karşılık vermek | fiil: -ω akışkan gövde | 428 | |
πέντε | beş | sıfat: sayı adı | 429 | |
κίνδυνος κινδύνου, ὁ | tehlike, risk | isim: 2. çekim grubu | 430 | |
κατηγορέω, κατηγορήσω, κατηγόρησα, κατηγόρηκα, κατηγόρημαι, κατηγορήθην | (+gen.) -in aleyhinde konuşmak, yermek, suçlamak | fiil: kaynaşmış | 431 | |
τρέπω, τρέψω, ἔτρεψα, τέτροφα, ἐτράπην | çevirmek, döndürmek, şeklini değiştirmek | fiil: -ω dudaksıl gövde | 432 | |
θεῖος θεία θεῖον | tanrısal, tanrılarla ilgili | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 434 | |
ἱππεύς ἱππέως, ὁ | süvari, atlı | isim: 3. çekim grubu -εύς, -έως bitimli | 435 | |
κτάομαι, κτήσομαι, ἐκτησάμην, κέκτημαι | kazanmak, edinmek, sahip olmak | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 436 | |
λείπω, λείψω, ἔλιπον, λέλοιπα, λέλειμμαι, ἐλείφθην | terketmek, bırakmak | fiil: -ω dudaksıl gövde | 437 | |
βουλή βουλῆς, ἡ | istek, irade, öneri, tasarı, plan; meclis | isim: 1. çekim grubu | 438 | |
ἐλπίς ἐλπίδος, ἡ | umut, beklenti, korku | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 439 | |
γραφή γραφῆς, ἡ | yazı, resim, yazılı belge; yasa metni; yazma tarzı | isim: 1. çekim grubu | 440 | |
τίκτω, τέξω or τέξομαι, ἔτεκον, τέτοκα, τέτεγμαι, ἐτέχθην | doğurmak, döllemek, yaratmak | fiil: -ω dişsil gövde | 441 | |
κομίζω, κομιῶ, ἐκόμισα, κεκόμικα, κεκόμισμαι, ἐκομίσθην | ilgilenmek, itina etmek, bakımını yapmak; (med.) konuk etmek, karşılamak, tedavi etmek, nakletmek | fiil: -ω dişsil gövde | 442 | |
θυμός θυμοῦ, ὁ | yürek, ruh, cesaret, yiğitlik, öfke, hiddet | isim: 2. çekim grubu | 443 | |
βλέπω, βλέψομαι, ἔβλεψα | bakmak, görmek, gözetmek | fiil: -ω dudaksıl gövde | 444 | |
φόβος φόβου, ὁ | korku, panik, dehşet | isim: 2. çekim grubu | 445 | |
πολιτεία –ας, ἡ | vatandaşlık hakkı, kent yönetimi, vatandaşın yaşam biçimi | isim: 1. çekim grubu | 446 | |
στάδιον σταδίου, τό (pl. στάδια and στάδιοι) | bir uzunluk ölçüsü (=600 adım/180 m) | isim: 2. çekim grubu | 447 | |
φρονέω, φρονήσω, ἐφρόνησα | düşünmek, ihtiyatlı olmak; (+inf.); (+adv. and dat.) aklında … olmak | fiil: kaynaşmış | 448 | |
τοιόσδε τοιάδε τοιόνδε | böyle, böylesi, böyle bir, bunun gibi | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 449 | |
ὁρμάω, ὁρμήσω, ὥρμησα, ὥρμηκα, ὥρμημαι, ὡρμήθην | harekete geçirmek, itmek, atmak; (intrans.) fırlamak, atılmak | fiil: kaynaşmış | 450 | |
παρασκευάζω, παρασκευάσω, παρεσκεύασα | hazırlamak, düzenlemek | fiil: -ω dişsil gövde | 451 | |
λαλέω, λαλήσω, ἐλάλησα, λελάληκα, ἐλαλήθην | konuşmak, gevezelik etmek | fiil: kaynaşmış | 452 | |
δράω, δράσω, ἔδρασα, δέδρακα, δέδραμαι, ἐδράσθην | yapmak, gerçekleştirmek, hizmet etmek | fiil: kaynaşmış | 453 | |
σκοπέω, σκοπήσω, ἐσκόπησα | uzaktan incelemek, araştırmak | fiil: kaynaşmış | 454 | |
βοῦς βοός, ὁ/ἡ | öküz, inek | isim: 3. çekim grubu kuralsız | 455 | |
ἡμέτερος ἡμετέρα ἡμέτρον | bizim, bizimki | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 456 | |
γράμμα γράμματος, τό | harf, rakam, yazıt; (pl.) eser, edebiyat, doküman | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 457 | |
ἐρωτάω, ἐρήσομαι, 2 aor. ἠρόμην | araştırmak, birine (+acc.) bir şeyi (+acc.) sormak, yalvararak istemek, öğrenmek istemek | fiil: kaynaşmış | 458 | |
πολεμέω, πολεμήσω, ἐπολέμησα, πεπολέμηκα | savaşmak, dövüşmek | fiil: kaynaşmış | 459 | |
θύω, θύσω, ἔθυσα, τέθυκα, τέθυμαι, ἐτύθην | adak adamak, kurban kesmek, tanrılara danışmak | fiil: -ω sesli harfli gövde | 460 | |
ἐλαύνω, ἐλῶ, ἤλασα, -ελήλακα, ἐλήλαμαι, ἠλάθην | sürmek, izlemek, ileri itmek; (med.) ganimet olarak almak; atla veya gemiyle ilerlemek | fiil: -ω akışkan gövde | 461 | |
δέδοικα, δείσομαι, ἔδεισα | korkmak, büyük saygı duymak | fiil: -ω dişsil gövde | 462 | |
σύμμαχος –ον | (+dat.) müttefik | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 463 | |
ἡγεμών ἡγεμόνος, ὁ | önder, rehber, kılavuz | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 464 | |
βαρύς βαρεῖα βαρύ | ağır, güç, zor, zahmetli | sıfat: -ύς, -εῖα, -ύ bitimli | 465 | |
ὧδε | böyle, böylece, şöyle, şu şekilde | zarf | 466 | |
αἰσχρός –ά –όν | çirkin, ayıp, utanç verici | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 467 | |
εἰρήνη εἰρήνης, ἡ | barış | isim: 1. çekim grubu | 468 | |
ἁλίσκομαι, ἁλώσομαι, 2 aor. ἑάλων, ἑάλωκα | yakalanmak, ele geçmek, -nin eline düşmek | fiil: etken anlamlı edilgen yapılı fiil [deponens] | 469 | |
δέκα | on, 10 | sıfat: sayı adı | 470 | |
ἀμείνων ἄμεινον | daha iyi, daha değerli, daha cesur (comp. ἀγαθός) | sıfat: 3. çekim grubu, -ων, -ον bitimli | 471 | |
χείρων χεῖρον | daha aşağı, daha kötü (comp.κακός) | sıfat: 3. çekim grubu, -ων, -ον bitimli | 472 | |
βοηθέω, βοηθήσω, ἐβοήθησα, βεβοήθηκα | (+dat.) -e yardım etmek | fiil: kaynaşmış | 473 | |
λαμπρός –ά –όν | parlak, ışıltılı, göz alıcı, eşsiz, meşhur, berrak, duru, şiddetli | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 474 | |
ἀπαλλάσσω, ἀπαλλάξω, ἀπήλλαξα, ἀπήλλαχα, ἀπήλλαγμαι, ἀπηλλάχθην or ἀπηλλάγην | kurtarmak, uzak tutmak, uzaklaşmak; (konuşmaya) son vermek | fiil: -ω dişsil gövde | 475 | |
βουλεύω βουλεύσω, ἐβούλευσα, βεβούλευκα, βεβούλευμαι, ἐβουλεύθην | plan yapmak, önermek, tavsiye etmek; (mid.) kararlaştırmak, müzakere etmek | fiil: -ω sesli harfli gövde | 476 | |
μάλα | çok, pek çok, tamamıyla | zarf | 477 | |
αἰτέω, αἰτήσω, ᾔτησα, ᾔτηκα, ᾔτημαι, ᾐτήθην | birinden (+acc.) bir şeyi (+acc.) istemek, dilemek; (+inf.) -mesini istemek, -mesi için yalvarmak | fiil: kaynaşmış | 478 | |
σωτηρία σωτηρίας, ἡ | kurtuluş, selamet | isim: 1. çekim grubu | 479 | |
ἆρα | (soru eki) mı, mi; acaba? | zarf | 480 | |
διώκω, διώξομαι, ἐδίωξα, δεδίωχα, ἐδιώχθην | kovalamak, takip etmek, avlamak, peşine düşmek | fiil: -ω damaksıl gövde | 481 | |
δαίμων δαίμονος, ὁ/ἡ | tanrı, tanrısal, yazgı, talih | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 482 | |
οὐκοῦν | öyleyse, o halde, değil mi? | zarf | 483 | |
γλῶσσα γλώσσης, ἡ | dil, lisan | isim: 1. çekim grubu | 484 | |
ἑπτά | yedi, 7 | sıfat: sayı adı | 485 | |
τολμάω, τολμήσω, ἐτόλμησα, τετόλμηκα, τετόλμημαι, ἐτολμήθην | cesur olmak, korkusuz olmak; (+part.) -meye katlanmak; (+inf.) -meye cesaret etmek, -meye kalkışmak | fiil: kaynaşmış | 486 | |
δεσπότης –ου, ὁ | ev sahibi, efendi; despot, mutlak hakim | isim: 1. çekim grubu | 487 | |
εἰκός εἰκότος, τό | benzerlik, benzeşme; εἰκός (ἐστι) -e benzemek (+inf.) →ἔοικα | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 488 | |
ἄδικος ἄδικον | haksız, adaletsiz | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 489 | |
εἴκοσι(ν) | yirmi | sıfat: sayı adı | 490 | |
μυρίος μυρία μυρίον | sayısız, pek çok, binlerce | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 491 | |
αὐτίκα | derhal, hemen, ansızın, apansız, birdenbire | zarf | 492 | |
δέκατος –η –ον | onuncu | sıfat: sayı adı | 493 | |
βαίνω, βήσομαι, 2 aor. ἔβην, βέβηκα | yürümek, gitmek, gelmek, varmak, uzaklaşmak; ölmek | fiil: -ω akışkan gövde | 494 | |
περ | kuşkusuz, tamamen, her halde, her ne olursa olsun | zarf | 495 | |
ἐλεύθερος ἐλευθέρα ἐλεύθερον | özgür, bağımsız | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 496 | |
στρατιά –ᾶς, ἡ | askeri birlik | isim: 1. çekim grubu | 497 | |
ἀμφί | (+gen.) -in çevresinde, arasında; (+dat.) -in sonucunda, yüzünden; (zaman) sırasında, esnasında | edat | 498 | |
συμφορά –ᾶς, ἡ | yığın, felaket yığını | isim: 1. çekim grubu | 499 | |
ἑκατόν | yüz, 100 | sıfat: sayı adı | 500 | |
νίκη νίκης, ἡ | zafer, utku | isim: 1. çekim grubu | 501 | |
ἔπος ἔπους, τό | söz, kelime, vaat, kehanet, mesel, söylence, dize | isim: 3. çekim grubu σ-gövdeli | 502 | |
στρατός –οῦ, ὁ | ordu | isim: 2. çekim grubu | 503 | |
φράζω, φράσω, ἔφρασα, πέφρακα, πέφρασμαι, ἐφράσθην | belirtmek, izah etmek, buyurmak; (mid. and pass.) -hakkında düşünmek | fiil: -ω dişsil gövde | 504 | |
ἀργύριον ἀργυρίου, τό | para, gümüş sikke | isim: 2. çekim grubu | 505 | |
τριάκοντα | otuz | sıfat: sayı adı | 506 | |
ἕξ | altı, 6 | sıfat: sayı adı | 507 | |
πεμπτός –ή –όν | ellinci | sıfat: sayı adı | 508 | |
μάρτυς μάρτυρος, ὁ/ἡ | tanık, şahit | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 509 | |
χαλκοῦς –ῆ –οῦν | bakırdan veya tunçtan yapılma | sıfat: 1. ve 2. çekim grubu | 510 | |
ἕβδομος –η –ον | yedinci | sıfat: sayı adı | 511 | |
ποῦ | Nerede? Nasıl? Hangi yerde? | zamir | 512 | |
ναί | evet | zarf | 513 | |
φῶς φωτός, τό | ışık, günışığı | isim: 3. çekim grubu sessiz gövde | 514 | |
ὀκτώ | sekiz | sıfat: sayı adı | 515 | |
ἕκτος –η –ον | altıncı | sıfat: sayı adı | 516 | |
τριακοστός –ή –όν | otuzuncu | sıfat: sayı adı | 517 | |
ἐννέα | dokuz | sıfat: sayı adı | 518 | |
πότε | ne zaman? | zarf | 519 | |
ὄγδοος –η –ον | sekizinci | sıfat: sayı adı | 520 | |
ἔνατος –α –ον | dokuzuncu | sıfat: sayı adı | 521 | |
εἰκοστός –ή –όν | yirminci | sıfat: sayı adı | 522 | |
ἀγγέλλω, ἀγγελῶ, ἤγγειλα, ἤγγελκα, ἤγγελμαι, ἠγγέλθην | bildirmek, haber vermek, aktarmak; (med&prae) görünmek, (x olarak) görünmek | fiil: -ω akışkan gövde | 523 | |
ἑκατοστός –ή –όν | yüzüncü | sıfat: sayı adı | 524 |
Citation
Francese, Christopher. Greek Core Vocabulary. Dickinson College Commentaries (2014). http://dcc.dickinson.edu/greek-core-list